Yaz günleri en rahat olduğumuz günlerden. Daha önce de yaptığım telefon kılıflarını biraz daha süsledim. Renkli kırma boncuklarla etrafını ve alt tarafına süs yaptım. Bağlama ipine boncuklardan toplar yaparak ağırlık verdim. Sapını üç sıra renkli kırma boncuk dizildikten sonra saç örgüsü yaptım. Lacivert taftanın üzerini o an aklıma gelen motiflerle süslüyorum.
Bu Blogda Ara
31 Ağustos 2010 Salı
Şık Telefonluk
Yaz günleri en rahat olduğumuz günlerden. Daha önce de yaptığım telefon kılıflarını biraz daha süsledim. Renkli kırma boncuklarla etrafını ve alt tarafına süs yaptım. Bağlama ipine boncuklardan toplar yaparak ağırlık verdim. Sapını üç sıra renkli kırma boncuk dizildikten sonra saç örgüsü yaptım. Lacivert taftanın üzerini o an aklıma gelen motiflerle süslüyorum.
30 Ağustos 2010 Pazartesi
Masa örtüsü(Kırk yama)
Bizler belki de çok gezmek zorunda olduğumuz için elime aldığım eşyaların şehirlere göre anıları oluyor. Bunlar beni yıllar öncesine götürüyor. Anılar acısıyla tatlısıyla benimle birlikteler.
Bu masa örtüsü de Eşkişehir anısı. En sıkıntılı günlerimi bana unutturan çalışmalar. Zişan Hanım' la Kütahya'da tanışmış fakat kırk yama çalışmasını bu denli düzenli yapamamıştım. Almış olduğum taftaları motif üzerinde görüldüğü gibi kesip teyelleniyor, elde olgulama dikişi ile birbirlerine tutturuluyor. Üzerleri yine elde yorganlama yapılılyor.
Orta kısmına kendi amplemimi işledim. Bana ait olan eser severek kullanıyorum. Renk te bana huzur veriyor.
29 Ağustos 2010 Pazar
Giydirilmiş Sandalyeler
Kenarlarına şeritler geçirdim. Siyahlı pembeli kumaşı kullanarak Sandalyenin üzerine göre kese biçiminde dikip geçirdim.
Oturak yerine kare kumaş kesip alttan zımbaladım ve sandalyeler yeni görünümlerine sahip oldular...
28 Ağustos 2010 Cumartesi
Yazlık Şapka
Yaz demek güneş demek. Güneş her ne kadar pırıl pırıl olunca, denizin ve kumsalın cazibesini de kullanarak bizi kendisine çekse de, sıcaktan ve güneşin zararlı etkilerinden kaçmak için hemen aklımıza şapka gelir. Bu şapkayı yıllar önce yine kızıma yapmıştım. Bakıyorum da bunu olsa olsa süs için yapmışım, çünkü güneşi olduğu gibi geçirir. Kızım ilkokuldaydı, çok sıcak olmayan bölgelerde olduğumuz için rahatlıkla kullandı.
Şairin dediği gibi:
"Yağmuru seviyorum diyorsun şemsiye açarsın,
Güneşi seviyorum diyorsun gölgeye kaçarsın"
25 Ağustos 2010 Çarşamba
Dantel Motifli Elbise
Yaz gelince üzerimize rahat kiyafetler düşünürüz. Bu sıcak günlerde kıyafetlerimizin üzerimize yapışmasını istemeyiz. Fakat giydiğimiz elbise de şık olsunisteriz. Bu şıklık konusu herkese göre değişiyor ve tabii ki renkler ve zevkler tartışılmıyor. Aynı evde yaşasanız da farklılıklar göze çarpıyor.
Yapılan işin kolay olması ve emek verdiğimiz çalışmamızın kullanılır olması en büyük artı. Bu elbiseyi tasarlarken bunları düşündüm. Şimdi Datça'ya tatile gideceğiz. Orada da çok kullanışlı olacağını umuyorum.
Dantel bilenler için çok kolay bir motif.
Dantel örmesini az bilenler de bu motife bakarak yapabilirler. Motifler bittikten sonra üstünü zincirlerle bitirdim. Pamuklu desenli kumaşa geçirdim. Güzel ve kullanışlı oldu, bu çok sıcak günlerde beni rahatlatacağını düşünüyorum...
24 Ağustos 2010 Salı
Nihale
23 Ağustos 2010 Pazartesi
Kola Kapağından Nihale
Ailecek masada toplanmak, birlikte olmak çok güzel, bunun belki de farkına ayrılınca daha çok varılıyor. Çay içerken çaydanlığın altına, yemekte tencerenin altına koyarak ısının masaya geçmemesi için nihale aranır ve genellikle de hemen bulunamaz.
Çeşitli şekillerde, zevkimize göre topraktan yapabileceğimiz gibi çarşıdan da alabilir veyahut ta evde içtiğimiz gazoz, soda kapağından da nihaleler yapılabilir. Malzemeler de çok kolay bulunabilir cinsten. Bu nihaleyi yapmak için sadece kapak ve kumaş gerekiyor. Çay tabağı büyüklüğünde kesilen kumaş etrafı az kıvrılarak elde büzgü yapılır. İçine kapak konularak birleştirilir. Renklerini kendiniz zevkinize veya elinizdeki kumaşa göre ayarlarsınız. Atacağınız kot pantolondan da çok güzel çalışmalar olabilir.
22 Ağustos 2010 Pazar
Tepsi örtüsü
Örtünün boyu ne kadar olsun diyorsanız o kadar motifle başlanıyor.
Yandaki motifte bunu görebilirsiniz.
İstenirse tek tek te yapılabilir. Tepsi üzerinde güzel duruyor. Çayın güzel demi daha hoş oluyor.
Beş çayına bekleriz...
21 Ağustos 2010 Cumartesi
Testi
Dostluk kazanmış olmam bu kursun en büyük kazancı.
20 Ağustos 2010 Cuma
Kumaş Bileklik
Yaz gelince çok renklilik harika. Gençlerin bilekleri çeşitli meteryallerle yapılmış takılarla süslü. Ben de güzel kızımın güzel ince bilekleri için parlak yeşil satenden bileklik yaptım.
Verev kumaşı içinde kalması için biraz kalın kesip payını kalınca bırakarak, dikip çevirdim. Oluşan yuvarlak şeritlerle çevirerek süs verdim. Üzerine yine çevirerek bir gül yaptım, yanlarına küçük toplar yerleştirdim. Kumaşın içini ve dışını farklı kullandım.
İyi günlerde kullanabilmesi dileyiğle...
18 Ağustos 2010 Çarşamba
Yine bir Çanta
Elimizde bulunan değişik kumaşlardan ne yapabileceğimiz düşünülür, taşınılır sonunda yarıtıcı bir fikir ortaya çıkar. Bu çanta da öyle yeni fikirlerden biri. Yuvarlak kumaş parçaları kestim, ortalarında çizgiler oluşacak şekilde, bunları kırkyama yaparak örtü oluşturacaktım. Benim istediğim şekil çıkmadı. Ama kestiğim parçaları atamadım.
Arkadaşıma bayram ziyaretine gidecektim. Onun çok sevimli bir kız torunu var. Kumaşları birleştirerek çantayı oluşturdum. İçine şekerleri ve harçlığını koydum. Çocuk çantayı alınca çok mutlu oldu tabi onun mutluluğu beni çok sevindirdi. İnsan kendi ürettiği şeylerin birilerine sevinç kaynağı olduğunu görünce bir başka mutlu oluyor. Daha sonra öğrendim ki bahsettiğim sevimli torun, anneannesinden kumaşlar alarak bu çantaya benzer şeyler yapmaya çalışmış. Bunu duyunca daha da sevindim. Çocuklar küçük yaşlarda yapmak istedikleri şeyleri yapmalı. Çocuğa gerekli malzemeler verilse belki de çocuk ilerleyen dönemlerde bir sanatçı olacak. Çocuklarla ilgilenip onların yaratıcılık yönlerini geliştirmeliyiz. Umarım bu çocuğun belli yetenekler elde etmesinde bir payım olmuştur...
17 Ağustos 2010 Salı
17 Ağustos
17 Ağustos zor bir gün. 11 yıl önce yaşanan bir doğa felaketi. Biz Kütahya'da o kadar sarsıldık ki
gecenin bir yarısı ( saat 03.02 ) anlatması çok zor güçlü bir sarsıntı ile uyandık. Dışarıya çıkmak mümkün değil, evde kapıların açılıp kapandığını gözlüyorsunuz hareket etmeniz imkansız. Ne kadar korktuğumuz belli değil. Çocuklarım benden daha sakin bir şekildeydi, bulduğumuz kıyafetlerle dışarı çıktık, ne olduğunu anlamaya çalıştık. Daha sonra hissettiğimiz sarsıntının İstanbul tarafından gelen bir depremin sarsıntıları olduğunu radyodan duyduk. Gün ışıyana kadar doğru dürüst bir bilgi alınamadı. O geceki kadar yıldızı bir daha gökyüzünde göremedim. Ulusca çok kötü günler geçirildi, günler ilerledikçe Adapazarı, Gölcük, Düzcedeki felaket gün yüzüne çıktı. Bir çok çocuk kayboldu pek çok insan öldü. Böyle bir olaydan ders almışızdır demek zor oluyor....
Böyle zor günlerin tekrar yaşanmaması dileğiyle...
gecenin bir yarısı ( saat 03.02 ) anlatması çok zor güçlü bir sarsıntı ile uyandık. Dışarıya çıkmak mümkün değil, evde kapıların açılıp kapandığını gözlüyorsunuz hareket etmeniz imkansız. Ne kadar korktuğumuz belli değil. Çocuklarım benden daha sakin bir şekildeydi, bulduğumuz kıyafetlerle dışarı çıktık, ne olduğunu anlamaya çalıştık. Daha sonra hissettiğimiz sarsıntının İstanbul tarafından gelen bir depremin sarsıntıları olduğunu radyodan duyduk. Gün ışıyana kadar doğru dürüst bir bilgi alınamadı. O geceki kadar yıldızı bir daha gökyüzünde göremedim. Ulusca çok kötü günler geçirildi, günler ilerledikçe Adapazarı, Gölcük, Düzcedeki felaket gün yüzüne çıktı. Bir çok çocuk kayboldu pek çok insan öldü. Böyle bir olaydan ders almışızdır demek zor oluyor....
Böyle zor günlerin tekrar yaşanmaması dileğiyle...
16 Ağustos 2010 Pazartesi
Turşu Küpü
Bundan yıllar önce evlerde turşular toprak küplere kurulurmuş. Bunlar evin alt bölümünde serin yerde saklanır kışın rahatlıkla yenebilirmiş. Havalarda bu kadar sıcak olmazmış. Şimdi havalar ısındı herşeyi buzdolabına koymak gerekiyor, e biraz da artık evlerin pek alt katları yok hep apartman dairelerinde yaşıyoruz.
Bu gördüğünüz küp te zamanında içinde turşu saklamış bizim büyüklerimiz içinden çeşitli (elma, armut, üzüm, patlıcan, içi doldurulmuş biber, domates vb.) meyve ve sebzelerden oluşan harika turşular yediler. Biz de az da olsa ona yetiştik.
Bana gelen bu testi işini bitirdi diye atılamazdı. Bir televizyon kanalında "Bursa Kız Meslek Lisesi" Öğretmeniydi zannediyorum, bir hanım şişeler üzerini kağıtla kapladı ve bazı yerlerini boyadı, vernikledi. Bunu unutmadım, geçenlerde elimde olan çeşitli gazeteden kestiğim parçaları küpün üzerine yapıştırdım, ben de bazı yerlerini boyadım, vernikledim. Denizden topladığım deniz kabuklarını da üzerine yapıştırdım. Şimdi ise evimin girişinde bana eski günleri hatırlatıyor...
NOT: Bu arada sizinle çok güzel bir video paylaşmak istiyorum, turşu deyince aklıma geldi, izlemek isteyen arkadaşlar linki tıklasınlar. Turşucu cimcime
15 Ağustos 2010 Pazar
Maskeli Demlik
Bizim en büyük zevkimiz çay içmek. Vucudumuzun kırgın yada hasta olduğu zaman bitki çayları, ıhlamur içmek isteriz. Bunların kaynamaması gerektiğini sadece demleme yapılmasının yeterli olduğunu biliyoruz. Hatta kaynadıkça çayın tadının da kaçtığı bir gerçek.
Oğlum Özgür burnundan ameliyat oldu, şimdilik sıcak içecekler alması yasak ama kışın soğuk günlerde içini ısıtması için daha önce kendisi ile birlikte gördüğümüz bu tasarımı, hazır oğlum ameliyat bahanesiyle yanımdayken gerçekleştirmeye karar verdik.
Elimizde bulunan porselen demlik üzerine siyah orlon ipten tığ işi ile kılıf ördüm. Bunu yaparken demlik üzerinden kalıp çıkardım daha rahat çıkarabilmek için yandan çırt çırt diktim. Gözleri, düğmeyi boyayarak yaptım. Gördüğümüz bir resmi yıllar sonra hatırlayıp gerçekleştirmek çok hoş oldu. Artık kışın demlediği çaylar soğuk havada hemen üşümeyecek ve üzerindeki giysiyle sıcaklığını koruyabilecek. Acaba yere düştüğünde kırılmaması için içine çelik yelek de giydirsek mi?
14 Ağustos 2010 Cumartesi
Lavanta Torbası
13 Ağustos 2010 Cuma
Kokulu Kapı Süsü
Misafirlerin gelmesi bizleri tatlı bir telaşa sürükler. Onları en iyi şekilde karşılamak rahat ettirmek isteriz. Bunun için daha misafiriniz kapıda iken güzel koku ile karşılamak onları mutlu eder. Bunun için desenli şifon kumaşı uzunlamasına dikip çevirdim. İçine lavanta doldurup bağladım. Üzerini çeşitli süslerle donattım. Bunu kapıya taktığınız zaman biraz da elinizle oynarsanız hoş kokusuyla lavanta harika kokuyor. Denemenizi tavsiye ederim...
12 Ağustos 2010 Perşembe
ikiz
İkiz olmak çok güzel bir duygu. Çocuklarımda bunu yaşıyordum, fakat dünkü olayda bunu daha da anladım. Özgür ne zamandır burnundan rahatsızdı, başı sürekli ağrıyordu. Bunun için dün ameliyat oldu. Özer Ankara'dan sabah yetişti. İki kardeşin buluşmasını görmek gerekiyordu. Ameliyat sonrası kardeşini sedyeyle hemşire, bakıcıyla birlikte asansöre götürdüler. Çıkışta kapı açıldı Özer yere yığıldı. Tahammül edemedi. Kendisine hemen geldi fakat kalkamadı. İki oğlumunda aynı anda sedyede görmek en kötü anım diyebilirim. Annelerin evlatlarını hep iyi yerlerde sağlıklı görmek isterler.
10 Ağustos 2010 Salı
Telefonluk

9 Ağustos 2010 Pazartesi
Fiskos Masası
.
8 Ağustos 2010 Pazar
Kırmızı Şapkalı Ördek

Bu benim 2000 yılında Kütahya'da "Pratik Kız Sanat Okulunda" aldığım kursta öğrendiğim bir çalışma, ne çok gezmişim...
7 Ağustos 2010 Cumartesi
Güllerin Dansı

Not: Resmi bana gönderen sanatçı arkadaşıma çok teşekkür ederim gerçekten de güzel bir fotograf olmuş arka fonu da çok güzel kullanmış, teşşekkürler...
6 Ağustos 2010 Cuma
Telefon çantası

Gözde de giyim ve yaşam zevkine sahip bir bayan olarak bu tasarımları çok güzel kombinasyonlarla kullanıyor. Kendisini bu başarısından dolayı tebrik eder, çektiği özenli ve güzel fotograflardan dolayı da çok teşekkür ederiz.
Ayrıca bilmiyorum daha önce bahsetmiş miydik fakat Gözde çok güzel yemek yapar, yemekle (yani yapmak anlamında çünkü yemek yemek anlamında yemekle hemen hemen herkes ilgileniyor fakat yapmak farklı bir zanaat) ilgileniyorsanız işte size mükemmel bir çalışma
5 Ağustos 2010 Perşembe
Yazlık Çanta

Bir işi yaparken az masraflı ya da geri dönüşümlü olmasına dikkat ederim. Bu çanta da bu şekilde meydana getirildi. Açık renk eteğimi artık giyemiyordum ve artık onu değerlendirmem gerekiyordu. Bu çantanın boyutlarını elimdeki daha önce aldığım çantaya göre yaptım. Üzerine, desenli kumaş; kenarına nuskalar, kurdele ve düğmelerle işledim. Kırmızı kumaşlardan kareler kestim. Kestiğim bu kare kırmızı kumaşları katladığımda üçgenler oluştu. Tekrar katlayınca daha küçük üçgenler oluştu. Kumaşın kesik yeri altta kalacak şekilde üçgen kumaşın kenarına sıraladım. Bunu kurdele ile temizledim.
İyi günlerde kullanılması dileğimdir...
4 Ağustos 2010 Çarşamba
Kot Çanta II (Ela Kaya'ya)
Dünya da beni mutlu eden o kadar çok şey var ki; bunlardan birisi de çocuklarım sayesinde benim genç arkadaşlarımın, onlar kabul ederlerse kızlarımın, oğlanlarımın yani çocuklarımın çoğalması. Okuldaki öğrencilerden sonra daha da çoğaldık. Ne güzel hayatın tadı bu olsa gerek. Yaptığım çantalardan birisinin sanatsal, özenle çekilmiş, sanatçı kişiliğini yansıtacak mavi fon kullanılmış bu güzel, ilgi çekici resmi Ela'dan geldi.
Kullanılan eserleri tekrar görünce ben de memnun oluyorum. Yapılışı diğer çanta yapılışları ile aynı. Tekrar anlatmayayım burada bir özellik var yıllar önce perde halkalarından yapmış olduğum motifle kurdele ve düğmeler birbirini tamamlamış.
Ayrıca Ela bu sene çalışma hayatına başlıyor. Bu konuda kendisini azminden ve yeni işinden dolayı kutluyorum. Zor bir süreçten geçti. Umarım hakettiği güzel günler yakında gelir.
İyi günlerde kullanmasını dilerim...
3 Ağustos 2010 Salı
kırkyama yorgan
Bazı özel günler vardır ki o günlerde yaptığınız hazırlıklar, telaşlar farklıdır. Bende de bu yaz evlenecek olan yeni oğlum ve yeni kızım için neler yapabilirim telaşı oluştu. Bana özgü, beni anlatan fakat onların da sevmesi, beğenmesi gereken bir şey yapmam, üzerinde emek sarfetmem gereken farklı bir şey yapmak istedim... Güzellik göreceli bir kavram olduğu için, yaptığınız şeyin kime ait olacağını bilince daha da kişiye uyumlu yapmaya çalışıyor, zevk ve beğenileri az çok tahmin ederek ona göre tasarım yapıyorsunuz. Resimde gördüğünüz yorgan çalışmamda maviler Deniz'deki durgunluğu ve "Engin" liği anlatıyor. Deniz'i tanıyanlar Denizdeki "Engin"liğin nereden geldiğini zaten bilirler. Yorganın temiz düzenli görünümü de Arındaki temizliği, paklığı ve disiplini andırıyor. Bu renklerle birlikte pembe renk de uyumlu bir görünüm sergiliyor. Siz de kendi tasarımlarınızda çeşitli renkleri kombine edebilir, değişik çalışmalar meydana getirebilirsiniz.
Arın ve Deniz'in düğünlerinde her ikisinin de mutlulukları her hallerinden belliydi. Onlar zaten çoktan mutluluğu haketmiş kişiler. Sağlam karakterleri ve duruşları bunu gösteriyor. Oğlum Ankara'ya okumaya gittiği zaman ikizi kadar olmasa da çok sevdiği ( Hacked by Özgür :) ) bir arkadaş edindi. Onların arkadaşlıkları yıllar sürdü ve daha da sürecek gibi görünüyor. E tabi bunca paylaşımdan sonra Arın bizim de oğlumuz, Deniz bizim de kızımız oldu. Böyle güzel ve temiz kişilerle tanışmak hayatta çok az başımıza gelen şeyler. Oğullarımın seçtiği arkadaşlar kendileri gibi hep pozitif oluyorlar. Dolayısıyla arkadaşları ve onların kız arkadaşları, erkek arkadaşları, eşleri de hep aynı düşüncede, aynı karakterlerdeler. Birlikte oldukları zaman çok güzel göz kamaştıran bir tablo meydana getiriyorlar. Bunun en güzel örneğini bu yaz tanıklık ettiğimiz Arın ve Deniz'in düğünlerinde de gördük. Özellikle bu güzel çiftin oğlumu nikah şahidi yapması oğlumu çok sevindirdi. Öyle ya böyle bir çiftin nikah şahidi olmak insanı onurlandırır. Bu düğünde arkadaşlığın ne olduğunu en güzel şekilde gösterdiler bize.
Şimdi gelelim bu güzel, göz alıcı ve emek değer teorisine göre çok değerli yorganın yapılışını anlatmaya: İşe kumaşları kesmekle başlıyoruz. 13x13 cm ve 10x10cm büyüklüğünde kareler kesilecek. Büyük kareler çeşitli kumaşlardan ve renkli olacak. Tabi isterseniz tek renkten de yapabilirsiniz ama renkli yapmanız olaya renk katar :) Astar olarak kullanılan küçük kareler tek renk yada farklı olabilir altta kalacağı için renkleri çok da önemli değil.
Büyük karelerin dört kenarından ortalarından katlayarak 10cm kalmaları sağlanacak. Karelerin ortasında pile oluşturulacak. Astar parçanın ortasından 3cm kadar kesilecek. Buradan içine elyaf konulacak. Astar ile hazırladığımız üst kareler üst üste konarak üstten dikilecek. 400 parçadan kareler oluşturulacak. İş geldi birleştirmeye 16 kareyi istediğimiz renkleri yanyana dikerek başlıyoruz. İkinci sırada renklerin devam etmesini istiyorsak dikkat etmeliyiz. 25 sıra örtü boyuna iyi geliyor. Buraya kadar yapıldıysa işin yarısı bitmiş sayılır. Yorganın yüzünü yere gelecek şekilde serdim ve tersine 150x220cm boyunda elyaf koydum. Bunların üzerine 160x220cm lik astar koydum. Teyelleyip ters yüz ettim. Fazlalıkları alarak kenar çevirdim. İki kenardan elimin sığacağı kadar biraz boşluk bıraktım. Buradan o sırada bizi ziyarete gelen Zeynep ve Özgür'ün üstün çabalarıyla, herbir kareye elyaf koyarak doldurduk. Dikilmeyen yerleri tekrar diktim. (İlk yaptığımda önce kareleri doldurmuştum ve daha sonra astarı dikerken makinede çok zorlanmıştım.) Böylelikle yorgan bitmiş oldu. Bu kadar emek ancak sevgiyle olur. Ben bunu 3 çocuğuma da yaptım. Şimdi 4.oldu. Her biri sevgi ile mutlulukla kullansın...
2 Ağustos 2010 Pazartesi
Beyaz kolye
Bunları düşünürken arkadaşımın boynunda gördüğüm çok beğendiğim kolyeyi yapmak istedim. Çok zarif, beyaz elbise ile çok uyumlu göze de çok hoş görünen bir kolyeydi. Bu kolyeyi yapmak için misina ve orta büyüklükte beyaz boncuk gerekiyor. Misinaya boncuklar dizilir. Üçer boncuk alarak bağlanır ve kısa aralarla bu işlem devam eder. Boyun ölçünüze göre uzunluğu ayarlanır. 6-7 sıra yapıldıktan sonra uçlar kapama ile kapatılır. Size güzel ve şık bir tasarım.
Temiz güzel günlerde kızımın kullanması dileğiyle.....................
1 Ağustos 2010 Pazar
Şans Bilekliği
'İnsanlar şanslarını kendileri belirler' denir. Bu ne kadar doğru onu bilmiyorum. Fakat yine de gerçekleşmesini arzu ettiğimiz konularda daha tutarlı ve istekli olmak gerektiği kesin. Konunun kararlılıkla üstüne gidilirse şans insana daha çok gülebiliyor. Yani bazen şansımızı kendi hamlelerimizle yaratabiliyoruz. Ben bu bilekliği satan hanımı görünce şuna inandım ki insanlar isterse kazanabiliyor. Bahsettiğim hanım İzmir'in sıcak gününde elinde tuttuğu uzun bir sopaya çiviler çakmış, bu çivilere çeşitli boylarda yaptığı bu bileklikleri takmıştı. Belli ki çok zor durumda, gururlu bir hanım bu bileklikleri satacak ve eve ekmek götürecek. Ben de yanaştım, biraz sohbet ederek bileklikleri denedim. Koluma göre denk geleni beğendim ve aldım. Yolda arkadaş görünce önce altın telle mavi boncuktan yapılmış olduğunu zannetmiş. Beğendiğini ifade etti. Birkaç gün sonra Kemeraltı'nda aynı boncuklardan gördüm. Ben de boncuk alarak paraya ihtiyacı olan bir arkadaşa iş sağlamak istedim. Bilekliğin yapılışını önce aldığım bileklikten bakarak yapmaya çalıştım. Boncukları arkadaşa götürdüm fakat aldığım yanıt "Hayır ben bunu yaparak gözlerimi bozamam" şeklinde oldu. Bana kalan boncuklarla ben çeşitli bileklikler yaptım ve sevdiğim kişilere uğur (şans) getirmesi dileğiyle verdim. Alanlar çok sevindi, hele hele özellikle huzurevinde ki Şükran Teyze çok sevindi. Her ziyaretimde bana bilekliği gösterir. Pazarda satan hanım tezgah açmaya başladı. İşini daha çeşitlendirerek büyütmüş. Yani şansı kendi eliyle büyütmüş.
Şimdi gelelim bilekliklerin yapılışına: Şans Bilekliklerini yapmak için sarı ve mavi boncuklarla, naylon ip, iğne gerekir. İğneye 3 sarı bir mavi boncuk geçirerek başladım. Daha sonra tekrar 3 sarı boncuk geçirip, mavi boncuk yanındaki sarı boncuktan geçirdim. Mavi bocuk etrafında 6 sarı bocuk oluştu. Tekrar 3sarı 1 mavi boncukla devam ettim. Sıra sıra dizildi. Bunu yaparkaen bilekliği görmek gerekebilir. Ben bu bilekliğe şans bilekliği dedim. Takan arkadaşlara dostlara iyilikler getirsin.
Bugün sık sık bahsettiğim güzel kızımın doğum günü. Kendisine mutluluklar dilerim. Herşey gönlünce olsun...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)